...:::Geri Sayım:::...
Geri sayım sen doğduğunda başladı!
Eğer(9)canlı bile olsaydın
en fazla(8)kez kaçabilirdin Ölümden!
Bil ki(7)düvele sultan dahi olsan
yerin(6)mekan olacak sana.
En fazla(5)metre kumaş götürebileceksin yanında!
Kapatacaksın (4)açsanda gözlerini!
Bu(3)günlük dünyada
Azraile (2)kat olup yalvarsanda
(1)gün öleceksin!
İşte, o an herşey (0)dan başlayacak..
sen bilirmisin insan nasıl kendini unutur.
nasıl haykırmak isterde sesi bogazında düğüm olur.
konusmak istersin konusamazsın,kaçmak istersin kaçamazsın,
hatta gözlerindeki yaslar bitmiştir,ağlayamazsın...
sen bilirmisin benzine su bulanmıs bir insan titrek,
cılız bir kibritin aleviyle nasıl tutusur
nasıl sokaklara,evlere,hatta kendine bile sıgmaz olur.
düşünmek istersin düşünemezsin,unutmak istersin unutamazsın...
sen bilirmisin,nasıl bir örümcek kemirir durur beynini.
Ey sevdiğim,bende bilmezdim bir zamanlar
hatta düşünmezdim bile bu kadar acımasız değildir derdim insanlar.
Ama oluyormus,ama öğretiliyormus insana.
Yudum yudum ömründen çalıp,hayallerini,umutlarını,
daha da ötesi kendini bile unutabiliyormus insan.
Haykırıyor,isyan ediyorum bazen kendime ama elden ne gelir
bütün dertler,acılar yine benimle.olsun diyorum varsın buda olsun
alışırım diyorum,işte bu arada bir mermi daha vuruluyor beynime.
olmuyormus güzelim,alışılmıyormus bu acıya.
Acınında acısı vardır bende biliyorum.
Ama kalbim kaldırmıyor artık,öylesine yorgun,
öylesine gecmişim ki kendimden,
artık insanlar bile vazgecer olmus benim bu halimden.
zaman diyorum,ilaç diyorum,buda gecer diyorum.
Ama itiraf edeyim mi sana
buna artık bende İNANMIYORUM......
SEN BU ŞİİRİ OKURKEN
Sen bu şiiri okurken
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası
Ne de telefonların çalacak gece yarısı
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık
Kaprislerinin hedef tahtası...
Seni sana
Beni bir akıl hastanesine
Bırakıp gideceğim bu şehirden
Nasılsa kavuşamadım sana
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın
Ne yaptımsa
Bir türlü sana yaranamadım
Artık adressiz
Işıksız
Ve öylesine ıssızım
Dünlerin kadar eskiyim
Verdiğin acılar kadar paslıyım
İşte çıkıp gidiyorum hayatından
Nasılsa fark etmez senin için
Belki çok şanslı
Belki de en yaşlıyım...
Artık
Pusulam hasreti
Saatim yalnızlığı
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana
Neylersin
Yolcu yolunda gerek
Belki bundan sonra
Belki senden sonra
Adam olur bu “asi yürek”
Ve dersini alır da bu sevdadan
Bir daha
Boyundan büyük denizlere
Asılmaz kürek
Yarın bu saatlerde
Ben yollarda olacağım
Sen kimbilir kaçıncı uykunda
Masal mavisi bir rüyada
Ve elbette o korsan yüreğin
Yine pusuda
Oysa
İlk defa sesimi duymayacaksın
Sitemlerin sahipsiz
Soruların cevapsız kalacak
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum
Tanımadığın bir korku içini saracak
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın
Ne oldu?
Ne oluyor?
Ne olacak?
Sonra
Bir gözün kör
Bir kulağın sağır
Bir ayağın kırık
Bir kolun kesik
Düşeceksin yollara
Yani baştan başa yarım
Yani baştan başa eksik
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak
Belki ilk defa
“Unutuldum” diyerek için sızlayacak
Ve sen bu şiiri okurken
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak
Belki de son tesellin
Sana yazdığım “bu son şiir” olacak
Ve kimbilir
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında
Başucundaki bir radyoda
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına
Sana adanmış bu satırları
“Bütün şehirler uyur
İstanbul uyumaz
Ve birgün
Bütün sevenler unutur seni
Ama bu “şair yürek”
ASLA UNUTMAZ...”
Ahmet Selçık İlkan
Takvimle değişti yıllar değişti
Hasretle geçiyor ömrün her anı
Aynalara bakan yüzler değişti
Mazide anılar canlanır durur
Neler göreceğiz daha kim bilir
Senle yaşanlar aklıma gelir
Geçmişten bu güne çok şey değişti
Duvarda asılı kalmış resimler
Unutuldu sevgililer isimler
Sonbahar kış derken geçti mevsimler
Resimlerde gülen gözler değişti
Mektuplarda kalan sözler değişti
KÜFRÜM EDEBİMİ AŞTI BU GECE
Sen benim gözümde bir hiçsin artık,
Nefretim, aşkımı aştı bu gece,
Bugün ki sözlerin söz müydü artık
Son sözün sabrımı aştı bu gece,
Kolayca bitsin bu diyemedin de Salladın,
savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadın onca gezdik de
Yağmurun rahmeti aştı bu gece,
Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi?
Günüm bomboş deyişimiz mi?
Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi?
Yalanın doğrunu aştı bu gece
Evlenmek hayali kapımda idi
Giriş kat evimin boyası yeni
Mobilyan, takımın, alınmış idi
Vuslatım tadını aştı bu gece
Yemedim yedirdim ne varsa sana
Üç kuruşum olsa verirdim daha
Memurdum yoksuldum hatırlasana
Hafızam haddini aştı bu gece
Ayakların donmuş, üşümüştün de
Gece yatamamış üzülmüştüm de
Bir ay oruç tutup yememiştim de
O çizmen boyunu aştı bu gece
Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile
Allahtan beklenir kul bilmese de
Kızgınlığım buna, sebep ise de
Sabrım miadını aştı bu gece,
Onca gez toz benimle, seviyorum de
Sonra git nişanlan bir de ona de
Şerefsizlik değil de, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi aştı bu gece,
Sana son bir sözüm, nasihatim var
Aldığım ahlakla bir terbiyem var
Sana, seni doğuran ana deyip geçmek var
Saygım adabımı tuttu bu gece,
Gönlümün romanı bitti bu gece
Hangisine yansam şimdi gün gece
Ömrümden beş yıl gitti bu gece...